Kimiz? Ne ayağız? Kaç kişiydik o zaman?

Bir zamanlar Gezi Parkı eylemleri vardı. Türk halkı çaresizdi, moraller sıfırdı. Bu günlerde Hamamcızade Haluk Efendi eşe, dosta, hısım-akrabaya şarkılar ve ufak ufak manidar sözler imayılleyip onların yüzlerini güldürme ihtiyacı duymaya başladı. Bu ihtiyaç zamanla keyif veren bir boyun borcu, bir takıntı, bir kaşıntı haline geldi... Yemeyip, içmeyip, yazmaya başlayan Efendi’nin genişleyen okuyan/anlayan kitlesi ve onlardan gelen geri bildirimlerin koltukları, kanepeleri olsun hep kabartması sayesinde o büyüdü ve bir e-posta fenomeni haline geldi. Sosyolojik, analitik ve melodik içeriği hayli gelişmiş olan bu küçük yazılar günlük hayatımızın birer parçası oldu... Biz de dedik ki 'gel sana bi blog açalım Efendi, herkesler görsün bu manzarayı, bu rengi'...

Wednesday, July 24, 2013

Dolunay'da Dolunay

Bugun 24 Temmuz 2013 Carsamba, erensan hayırlı isler diler.
Gunun (ve gecenin dolunay/mehtap muzigi..) Dolunay Obruk'tan geliyor; tandem yaptık: 
Istanbul Kafası -The mood of Istanbul ve 
Cry Me A River...bana gore en iyi icra ettigi standart.
Arkasina Levent Bey'in ruzgarini da alarak farkliligini ortaya koyan Dolunay'i dinlemediyseniz simdi zamanidir. Her carsamba backyard'da bu yaz..

No comments:

Post a Comment