Kimiz? Ne ayağız? Kaç kişiydik o zaman?

Bir zamanlar Gezi Parkı eylemleri vardı. Türk halkı çaresizdi, moraller sıfırdı. Bu günlerde Hamamcızade Haluk Efendi eşe, dosta, hısım-akrabaya şarkılar ve ufak ufak manidar sözler imayılleyip onların yüzlerini güldürme ihtiyacı duymaya başladı. Bu ihtiyaç zamanla keyif veren bir boyun borcu, bir takıntı, bir kaşıntı haline geldi... Yemeyip, içmeyip, yazmaya başlayan Efendi’nin genişleyen okuyan/anlayan kitlesi ve onlardan gelen geri bildirimlerin koltukları, kanepeleri olsun hep kabartması sayesinde o büyüdü ve bir e-posta fenomeni haline geldi. Sosyolojik, analitik ve melodik içeriği hayli gelişmiş olan bu küçük yazılar günlük hayatımızın birer parçası oldu... Biz de dedik ki 'gel sana bi blog açalım Efendi, herkesler görsün bu manzarayı, bu rengi'...

Tuesday, July 23, 2013

Gunaydin

Gunaydin,
Bugun 23 Temmuz 2013 Sali; Erensan hayirli isler diler...

Haftanin temposu dusmeden ortasina baglandik bile..Nelere gebeyiz onu bile bilmeden kosturup durmaktayiz; bir saglik sorunu, bir cenaze, bir sevinc, bir hayal kirikligi, bir basari oykusu, bir tane daha..derken haftasonu geliverir; bu sefer kendimi nerede nasil odullendireyim diye dusunceler alir ya da planlayabilenler tatillerini doyasiya yasamaya baslarlar..Tatil her zaman yetersiz, cabuk bitendir.. "Her guzel sey cabuk biter, soldular dunku cicekler", diyor Ajda..
Yillarin otesinden: Haykiracak nefesim kalmasa bile...1970'lerden müzik aranjman; sözler usta Fikret Senes'ten..muhtesh..!
Hadi bakalim, giden gitti kalan saglar bizimdir, sahip cikin hayata, vucudunuza, sagligınıza, coluk cocugunuza, memleketinize, isinize - gucunuze, kurda kusa yem olmayin sakin..Etrafta onlardan cok var ; sizler gibi olanlar azinlikta..
H.




No comments:

Post a Comment