Kimiz? Ne ayağız? Kaç kişiydik o zaman?

Bir zamanlar Gezi Parkı eylemleri vardı. Türk halkı çaresizdi, moraller sıfırdı. Bu günlerde Hamamcızade Haluk Efendi eşe, dosta, hısım-akrabaya şarkılar ve ufak ufak manidar sözler imayılleyip onların yüzlerini güldürme ihtiyacı duymaya başladı. Bu ihtiyaç zamanla keyif veren bir boyun borcu, bir takıntı, bir kaşıntı haline geldi... Yemeyip, içmeyip, yazmaya başlayan Efendi’nin genişleyen okuyan/anlayan kitlesi ve onlardan gelen geri bildirimlerin koltukları, kanepeleri olsun hep kabartması sayesinde o büyüdü ve bir e-posta fenomeni haline geldi. Sosyolojik, analitik ve melodik içeriği hayli gelişmiş olan bu küçük yazılar günlük hayatımızın birer parçası oldu... Biz de dedik ki 'gel sana bi blog açalım Efendi, herkesler görsün bu manzarayı, bu rengi'...

Friday, July 26, 2013

Hayirli cumalar, Michael

Bugun 26 temmuz 2013, cuma; erensan hayirli isler diler.

Michael Franks ile yolculugumuz Ali Abi'nin Bogazici yillarina gider, oradaki tum muhendislik ve isletme talebeleri, sosyetique'ler ve sosyal demokratlar dahil, Şakir ve Kazim'in cafeleri dahil herkeste bir MF hayranligi vardi o devirde.. Gezip, goren gelip sarkilarini yazan ve soyleyen adam..Ben bunu taa Tunel'den, Alman Lisesi'nden duyardim..Michael'in sesi ne kadar yumusak olursa olsun duyuluyordu..Kanadali bu edebiyat ve soz yazarligi ustasi bossa novaci abimizi yakinda Istanbul'da ve Bodrum'da bir kac konserde izleyecegiz, saglik ve omrumuz varsa..
Antonio's Song
Antonio'dan buradaki kasit, Antonio Vivaldi olmayip, Antonio Carlos Jobim'dir... Vivaldigillerden Antonio'ya ise ayrica bir agit yakmistir ki MF, o da ayri bir phenomen sarkidir; Vivaldi's Song- bir baska bahara da onu calariz inshallah.


No comments:

Post a Comment