Kimiz? Ne ayağız? Kaç kişiydik o zaman?

Bir zamanlar Gezi Parkı eylemleri vardı. Türk halkı çaresizdi, moraller sıfırdı. Bu günlerde Hamamcızade Haluk Efendi eşe, dosta, hısım-akrabaya şarkılar ve ufak ufak manidar sözler imayılleyip onların yüzlerini güldürme ihtiyacı duymaya başladı. Bu ihtiyaç zamanla keyif veren bir boyun borcu, bir takıntı, bir kaşıntı haline geldi... Yemeyip, içmeyip, yazmaya başlayan Efendi’nin genişleyen okuyan/anlayan kitlesi ve onlardan gelen geri bildirimlerin koltukları, kanepeleri olsun hep kabartması sayesinde o büyüdü ve bir e-posta fenomeni haline geldi. Sosyolojik, analitik ve melodik içeriği hayli gelişmiş olan bu küçük yazılar günlük hayatımızın birer parçası oldu... Biz de dedik ki 'gel sana bi blog açalım Efendi, herkesler görsün bu manzarayı, bu rengi'...

Thursday, August 15, 2013

Gene gunaydin.. ugurlu persembe!

Bugun 15 Agustos 2013, Persembe..erensan hayirli isler diler.

Kacmaktan kovalamaya vakit yok; insan komik, tuhaf, garip...ezik, caresiz, sonra birden aslan kesilir, ayaga kalkar kukrer... daglari deviririm sanir..sonra gene tembellesir, tekrar...surunur.
Bir ara saglikla ilgili bir sorun, bir hastalik, ya da bir kaza - bela, veya bir cenaze bizleri sarsar, uyandirir...atlatiriz, mucadele ederiz, hayatta kalirsak ne ala; cok kisa bir zaman sonra hemen tekrar hayata ve dunyevi ihtiraslara, paraya - pula doneriz, kacmaya - kovalamaya, calismaya devam ederiz. Insanoglunun vazgecilmez hayatta kalma savasimi budur - budur bizleri bu sayede hayatta ve ayakta tutan.
Gecen yil aramizdan ayrilan buyuk usta Musfik Kenter okuyor:
Agustos Bocegi - Sezai Karakoc'tan bir fabl harikasi...fabulous.! 
Iyi anlatiyor sair...cok dersler var cikarilacak. 
Siz nesiniz, kimsiniz..nasil bir ayakizi birakiyorsunuz bu gezegende..? 
Ne tip bir Agustos bocegisiniz..?
Yoksa sadece bir karinca misiniz.?
Yazi ve Agustosu yasadigimiz su siralarda limonata gibi geliyor, kavrayinca...

Persembe hepinize saglik, bereket, ugurlar getirsin...Atlas Okyanusu'ndan Akdeniz'e..Ege'den Marmara'ya..herkese gunaydin.!


No comments:

Post a Comment