Kimiz? Ne ayağız? Kaç kişiydik o zaman?

Bir zamanlar Gezi Parkı eylemleri vardı. Türk halkı çaresizdi, moraller sıfırdı. Bu günlerde Hamamcızade Haluk Efendi eşe, dosta, hısım-akrabaya şarkılar ve ufak ufak manidar sözler imayılleyip onların yüzlerini güldürme ihtiyacı duymaya başladı. Bu ihtiyaç zamanla keyif veren bir boyun borcu, bir takıntı, bir kaşıntı haline geldi... Yemeyip, içmeyip, yazmaya başlayan Efendi’nin genişleyen okuyan/anlayan kitlesi ve onlardan gelen geri bildirimlerin koltukları, kanepeleri olsun hep kabartması sayesinde o büyüdü ve bir e-posta fenomeni haline geldi. Sosyolojik, analitik ve melodik içeriği hayli gelişmiş olan bu küçük yazılar günlük hayatımızın birer parçası oldu... Biz de dedik ki 'gel sana bi blog açalım Efendi, herkesler görsün bu manzarayı, bu rengi'...

Monday, August 19, 2013

Iyi bir hafta daha basliyor...Gunaydin!

Bugun 19 Agustos 2013, Pazartesi; erensan hayirli isler diler.
 Hemen haftaya girelim; saga sola bakmayalim, konsantrasyonumuz bozulmasin...uzuuuun bir tatil yaptinizsa - yani Bayram'i Ramazan sonunu falan bahane edip, bu benim hakkim, yazin son gunleri, ortalik zaten karisik, su arada bir Cuma, bir Pazartesi daha ekleyeyim olsun bana 15 gun tatil, coluk - cocuk ya da, ailemle soyle bir gogsumu gere gere, ya da sabahlari gerine gerine, doyasiya bir dinleneyim, egleneyim diyenlere helal ettim. Ama simdi o olmadiginiz gunlerin is yerindeki, evdeki islerdeki, bankalar ve kredi kartlari tarafindaki birikmis sorumluluklar, bonus'a 6 taksitler, telefon faturalariniz, hepsi pesinize dusecekler...:)..! Aman hemen baslayin haftaya..saga sola bakmayin,gunesten guzellesmis renginize, alkolden sismis gozalti torbalariniza bakip durmayin aynada; yas 35'i (!!) gecince hepimizde basladi onlar...
Sizi bir tek calismak ve biriken sorumluluklari bir yandan eritmeye baslamak kurtaracak..Mumkunse muzik dinleyin calisirken, o kadar...

Ben nobetciydim Bizans'ta..isler - gucler ve sorumluluklarla Istanbul'un tatil guzelligini mixer'de karistirip sahane zamanlar gecirdim, havuzda yuzdum, havada ve karada yuzdum..bogazda gezdim; Aksaray, Laleli, okul yolum, Şehzadebasi, Fatih - dogdugum yerleri gece gece arsinladim, cocuklugumu hatirlayarak yoruldum.
Bir de celme takmaya calisanlar oldu tabii gene bu arada; umursadim olmadi, umursamadim gene olmadi; ensemin arkasina bir agri olarak yerlesti o kendini bilmezler...Actim okudum, ilaclar buldum kendimce - baskalari tarafindan soylenmis sozlerden, paylasmaya karar verdim; buyrun...
"Insanlar 4'e ayrilir;
Birincisi bilir, fakat bildigini bilmez. Bu kimse uykudadir, onu uyandirmak lazimdir. 
Ikincisi bilir, bildigini de bilir. Bu alimdir ona uyunuz. 
Ucuncusu bilmez, fakat bilmedigini bilir. Bunun yol gosterilmeye, yetistirilmeye ihtiyaci vardir. 
Buna bilmediğini öğretiniz.

Dördüncüsü bilmez, bilmediğini de bilmez. Bu câhildir, onu terkediniz."

Muzik tarafina gelince, Yunan cingenelerinden ama aslen bir anadolu cocugu  olanVasilis Saleas Usta'nin mudahil oldugu gruptan, aci, huzun, yakaris dolu - efil efil anadolu ve ege kokan bir turku..bir cok eski sarkiyi bulabilirsiniz icinde..Enrico Macias'tan (
 
Je quitte mon pays
 ),
 Candan Ercetin'e (söz vemistin bana, yanibasimda yaslanmaya..)  gibi gibi gibi..!...
Flamenko'dan rembetikoya kadar...Cingenelerden Jazz'a kadar..
Ama Kostas Pavlidis Cingenesinin sesi ve bu sarkidaki girtlak rapture'i kalacak kulaklarinizda butun gun. 
Bu Kostas Pavlidis'tir, damardan...   
Jastar Amenge Durv

Beter olun, better olun ..
 .!
H.


No comments:

Post a Comment